Yazı Dizisi -1-
(Ah O Eski Bayramlar)

AH O ESKİ BAYRAMLAR.........!



Mübarek Ramazan ayının girdiği şu günlerde öncelikle herkese HAYIRLI RAMAZANLAR diyor ve akabinde herkesin gelecek olan mübarek Ramazan bayramını kutluyorum.

İbecik’ li olup da ibecik’ te bayram geçirmeyen insan zannımca çok azdır. Bir defada olsa ata memleketi ibecik’ e gelinmiştir bayram geçirmeye. İşte ben size bu ay, herkesin geldiği o bir bayramdan bahsetmek istedim. Belki bilinen şeyler ama biraz da hayalde yaşamaya ne dersiniz. Şimdi hep beraber düşünelim

Burdur Denizli Afyon Ankara Antalya İzmir İstanbul hiç fark etmez. Düşüyoruz yola bayramı İbecik’ te geçirmeye. Yavaş yavaş memleket sınırlarına geliyoruz. Herkesin içinde bir heyecan. Belki 6 ay oldu hiç görmeyeli belki de yıllar. Geçiyoruz Gölhisar’ ı. Artık önümüzde ibecik yolları. Hemen bir heyecanla arabanın camını açıyoruz. Neden mi? O memleket kokusunu içimize çekmek için. Doluyor ciğerlerimize kadar. Eeee geldik çatal çeşmeye. O yollardan geçilirde çatal çeşmeden bir tas su içilmez mi? Onu da içtik yola devam. Az sonra güzelim baraj manzarası ve devamında İbecik görünüyor. Heyecan mı dersiniz. Dayanılmaz.

Ve geldik İbecik’ e. Meydandan geçiyoruz. Fark edilir bir kalabalık meydanda. Nedeni de yine bayram. Gelmiş herkes. Ve geçerken meydandan herkesin gözü arabada. Gelen kim acaba? Kalabalığın içinden geçip doğru evin yolunu tutuyoruz. Evdekiler bizden de heyecanlı. Çünkü gelen birisinin oğlu, kızı, halası, kardeşi, teyzesi…….. ve yolculuk sona erdi artık kavuşma anı. Herkese hoş bulduk.

Arefe günündeyiz. Meydan tıklım tıklım. Dilimlikte çocukları sevindiren insanlar birazdan da ölmüş yakınlarının bayramlarını kutlamak onlara hayır dua da bulunmak için mezarlığa gidecek. Ezan okunuyor. Yavaşça camiye giriyoruz. Şimdi meydan boşaldı. Namazı kılıp doğru mezarlığın yolunu tutuyoruz. Tabi bu uzun süren bir yolculuk. Muhabbet ede ede gidiliyor mezarlığa. Kiminin elinde kuran kiminin elinde çiçek kiminin elinde buğday. Herkes bir şeyler götürüyor oradaki yakınlarına.Ve beklenen ziyaret gerçekleşiyor.

Akşam oldu artık. Yemeğini yiyen koşmuş meydana. Çünkü bu manzara yılda iki kere yaşanır kaçırmamak lazım. Artık geri kalan zaman kahvelerde çay içmekle 5 li 6 lı guruplar halinde alicin ve yanışlı arasında yürümekle geçer.

Bayram sabahı her evin kendine has bi heyecanı. Bayramlıklar giyilir namaza gidecek çocuklar hazırlanır. Yavaş yavaş caminin yolunu tutarız. Cami ağzına kadar dolu. Herkes gelmiş. Ve vaaz biter. İmam efendinin bayram namazının yılda 2 defa kılındığından dolayı unutulabileceğini düşünüp namazın kılınışını anlatmasından sonra kılarız namazımızı. Ardından camiden çıkılacak. Yine imam ya da müezzinin o hatırlatması kulaklarımızda; “Ortada bir boşluk açalım yaşlı cemaatimiz önden çıksın ki onlar bizim ayağımıza bayramlaşmaya gelmesin. Biz onları bayramlayalım.” Aslında o kadar doğru bir öneri ki. Ama nedendir bilinmez yine de pek öyle olmuyor. Çıkan çıkıyor. Neyse sonuçta dışarıda çok tatlı geniş ve kalabalık bir halka oluşturuluyor. Dargınlar düşmanlar kırgınlar hepsi bir arada bayramlaşıyorlar. Belki de bir bayramın en güzel ve en görülecek tarafı bu olsa gerek. Ondan sonra kendi akrabalarımızı 2-3 gün boyunca ziyaret ediyoruz. Görüşülüyor konuşuluyor. Kim bilir bir dahaki bayrama hangimizin orada olup olamayacağı bilinmediği için içimizde buruk bir sevinç kalıyor dönerken.

 
Gerçekler Zamanla Anlaşılır
 
KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ
 
FAYDALI BİLGİLER
 

İSMİNİZİ DİDİKLETTİRİRMİSİNİZ:)
 
Siz Yazın Biz Didikleriz:

NAMAZ VAKİTLERİ